Renault, yüksek statüye sahip sedan modeli Fluence’ı yeni
yüzüyle pazara sundu. 2009 yılı sonundan bugüne kadar 80’den fazla ülkede 255
bin adet satış rakamı yakalayan model, yeni yüzü ve yeni teknolojik
özellikleriyle bu başarıyı devam ettirmeyi hedefliyor. Yeni Fluence Türkiye’de
Joy, Touch ve Icon donanımlarıyla birlikte 41.950 TL başlangıç fiyatıyla satışa
sunuluyor. YAZI:ALPER GÜLER
Dinamizm Ön Planda
İlk kez Kasım 2012’de İstanbul Autoshow’da Dünya Prömiyeri
gerçekleştirilen Yeni Fluence’ın ön dizaynı, Renault tasarım direktörü Laurens
Van Den Acker’in öncülüğündeki markanın tasarım Rönesans’ından ilham
alıyor. Renault, ürün gamına yeni bir
stil getiren Laurens Van Den Acker ile Fluence’da de bu etkiyi sürdürüyor.
Tasarım anlamında akıcı ve modern çizgilere kavuşan model, yeni ön yapısıyla
güvenli ve daha dinamik marka kimliğini ön plana çıkarıyor. Birçok markada
yavaş yavaş görmeye alışık olduğumuz büyük marka logosuna burada da
rastlıyoruz. Parlak siyah ızgara, yeni projeksiyon mercekli far grubu ve gündüz
farları bu bölümde en dikkat çekici detaylar arasında. Bunlara ek olarak ise
yeni iki adet metalik ve mat renk olmak üzere 10 farklı renk seçeneği
sunuluyor. Boyutlarına baktığımızda ise yeni Fluence genişlik, yükseklik ve
dingil mesafesi konusunda bir önceki nesille aynı ölçülere sahipken, uzunluk
disiplini konusunda eski modelden 2 mm daha uzun bir yapıya sahip.
Kaliteli ve Teknolojik İç Mekân
Yeni Fluence, bir önceki versiyonuyla benzer bir iç mekân
ile karşımıza çıkıyor. Malzeme kalitesi ve işçilik seviyesi sınıf
ortalamalarında sunulmuş. İç mekânda aslında en büyük farklılık, Renault R-Link
sistemi. 7” büyüklüğündeki Renault R-Link sistemi, araç içerisinde internete
bağlanma imkânı bile sunuyor. Müzik sitemi üzerindeki Joystick benzeri bir
kumanda ile kontrol edilebilen bu ekran dokunmatik özelliğe de sahip. Ancak
dokunmatik ekran özelliği ve video oynatma özelliği güvenlik gereği araç yürür
haldeyken aktif olarak kullanılamıyor. Ayrıca R-Link internet üzerinden
aplikasyon indirime gibi özelliklerinin yanı sıra Aux, USB ve SD kart
bağlantılarıyla desteklenmiş. Aracın iç mekânı giriş seviyesinden itibaren
göstergelerin etrafındaki parlak krom çerçeveler, vites kolu topuzu ve
tabanındaki ve kapı kollarındaki dekoratif unsurlar ile daha da geliştirilmiş.
İçeride dikkat çekici bir diğer detay ise dijital gösterge paneli oluyor. Bu
detay ile otomobilin sporcu ruhu ön plana çıkarılmak isteniyor. Yaşam alanı
konusunda yeni Fluence misafirlerine yeterli alan sunmayı başarıyor. Geniş iç
mekânının yanı sıra 530 litrelik bagaj kapasitesi sınıfındaki en geniş
boyutları arasında yer alıyor. Yeni Renault Fluence ilk donanım seviyesinden
itibaren klima ile sunuluyor. Ancak, çift bölgeli elektronik klimaya sahip
olmak isterseniz Icon donanımını tercih etmeniz gerekecek!
Yakıt Tasarrufunu ve Performansı Bir Araya Getiren Motorlar
Yeni Renault Fluence, müşterilerinin beklentilerini
karşılamak için birçok kombinasyonlu motor seçeneklerini bize sunmuş. Bütün
motorlar yakıt verimliliği ile birlikte sürüş keyfi sağlıyor:
Dört farklı dizel motor: yeni 1,6 dCi 130 bg (manuel altı
vites), 1,5 dCi 90 bg (manuel beş vites), 1,5 dCi 110 bg (manuel altı vites) ve
1,5 dCi 110 bg EDC (çift kavramalı otomatik),
İki farklı benzinli motor: yeni 1,6 16V 115 bg CVT X-Tronic,
1,6 16V 110 (manuel beş vites).
İki farklı otomatik vites seçeneği: altı vitesli çift
kavramalı EDC dizel otomatik ve yeni nesil CVT X-Tronic sürekli değişken
aktarmalı benzinli otomatik vites.
Peki ya Sürüş?
Lansman sırasında Renault’un Fluence modeline yeni getirdiği
1,6 16V 115 bg CVT X-Tronic motorunu kullanma fırsatı yakaladım. Nissan
Qashqai’den hatırladığımız bu motor ve vites kombinasyonu müşterilerine
sorunsuz bir şekilde hizmet ediyor. Sakin kullanımlarda ekonomik olmayı başaran
bu motor ile kullanımımız sırasında 6,2 litrelik değerleri rahat bir şekilde
yakaladık. Ancak performanslı kullanımlarda iki haneli sayılara ulaşmanız
imkânsız değil! CVT teknolojisi sayesinde vites geçişlerini neredeyse
hissetmezken, aracın güç ihtiyacı sırasında çıkardığı fazla motor sesi, uzun
süreli kullanımlardan sonra kulak yorabiliyor. Ekonomi ve performansı bir arada
sunmayı hedefleyen bu ikili, aracın viraj performansını törpülemiş. Bir alt
vitese geçerken bunu hem sistem olarak hemde güç bildirimi olarak
hissettirmeyen bu şanzıman, manuel ve EDC şanzımana alışmış kişiler için
sıkıntı yaratabilir. Viraj performansı için motor ve şanzıman yanında birde
hisli direksiyon gerekiyor. Fluence’ın direksiyon kutusu konforlu sürüşler için
elinden gelenin en iyisini başarılı bir şekilde sürücüye sunuyor. Şayet Renault
bunu Clio 4’te başarılı bir şekilde gerçekleştirmişken, aynı hisli direksiyonu
Fluence’ta da görmek isterdim. İç mekânda ise göze çarpan en büyük detay R-Link
oluyor. 7” dokunmatik ekrana sahip bu sistem aracın multimedya, yol
bilgisayarı, navigasyon ve benzeri tüm işlerini yerine getiriyor. Ayrıca bu
sistem internet bağlantısı da sağlayarak araç içindeki yolcuların sıkılma
derdini ortadan kaldırıyor. İlerleyen dönemlerde Apple Store benzeri bir
uygulama marketiyle çeşitli aplikasyonlar indirilerek zenginleştirilebilir bir
sistem haline gelecek. Yeni yüzüne ve yeni motorlarına kavuşan Renault Fluence
özellikle filo satışlarıyla bir önceki neslinin başarısını devam ettirecekmiş
gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder